Rize İl Emniyet Müdürlüğünde görevli bir polis memuru, eşiyle ilişkisi olan öğretmeni silahla vurarak öldürdü. Rize İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru B.Ö, eşiyle ilişkisi bulunan öğretmen Özkan Şahin'i (32) silahla vurarak öldürdü. Bu sabah Rize Merkez Piriçelebi mahallesi Ziraat mevkii afet konutlarında meydana gelen olayda, polis memuru B. Ö., Hasan Sağır Ortaokul Müdür Yardımcısı Özkan Şahin'i (32) evinde eşiyle birlikte yakalayınca silahla vurarak öldürdü. Olayla ilgili inceleme başlatılırken, polis memuru gözaltına alındı.
Trabzon’da bu iddia gündem olur. Reza Zarrap Trabzon’da otel yapacağı öne sürüldü. İddiaya göre; Trabzon’un kaş üstü mevkiinde bulunan devlet arazisini 49 yıllığına kiralayacak olan Zarrap, Burada 5 yıldızlı bir otel yapacağı öğrenildi. Otel yapacağı alanı bakmak için geçtiğimiz günlerde Trabzon’a geldiği de öğrenilen Zarrap’ın otel inşasına ne zaman başlayacağı ise bilinmiyor.
Star TV’nin ‘Kaçak Gelinler’ dizisinde yaşanan tecavüz skandalı sektör çalışanlarını şoke etti. Akşam gazetesinin haberine göre; geçen hafta set oyuncularını taşıyan 2 prodüksiyon şoförü, figürasyon olarak dizide görev alan bir genç kıza tecavüz etti.
17 yaşında olduğu öne sürülen genç kız şoförlerin kendisiyle zorla beraber olduğunu belirterek polise şikâyetçi oldu. Hafta içi seti basan polis ekipleri 25 - 30 yaşlarında olduğu ifade edilen 2 şoförü gözaltına aldı. Yaşanan bu olay diğer dizi oyuncularının büyük tedirginlik yaşamasına neden oldu. Başrollerini, Açelya Topaloğlu, Deniz Baysal ve Selin Şekerci paylaştığı dizini konusu ise şöyle; Biri gelinlik provasından, biri nikah masasından, biri düğün salonundan kaçan üç kadın; Almilla, Şebnem ve Kainat'ın hayatlarının aşkına yetişmek için gittikleri İzmir Adnan Menderes Havaalanı'nda yolları kesişir.
Hayatı bir anda kesişecek ve kader ortaklıkları İstanbul'da da devam edecek, aşkı kovalayan üç kadının iç içe geçen hikayeleri, onları birbirine sımsıkı bağlayacaktır. İstanbul'a adım atar atmaz, hem de hiç farkında olmadan şöhret rüzgarına tutulan kızlarımız için hayli ışıltılı başlayan İstanbul macerası, giderek kabusa dönüşecek ve "Kaçak Gelinler" imiz, İstanbul duvarına toslayacaktır.
Üstelik bu İstanbul serüveninde, hayallerindeki "beyaz atlı prens"ler de onları hep hayal kırıklığına uğratır ve olaylar iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. İstanbul'un zorlu şartlarında "yeni bir hayat" için kader birliği eden Kaçak Gelinler'i birbirinden komik ve hüzünlü günler beklemektedir. Hayatımın erkeği" arayışının sonu yok! "Kaçak Gelinler" zamanla bu gerçekle yüzleşecektir.
17 yaşında olduğu öne sürülen genç kız şoförlerin kendisiyle zorla beraber olduğunu belirterek polise şikâyetçi oldu. Hafta içi seti basan polis ekipleri 25 - 30 yaşlarında olduğu ifade edilen 2 şoförü gözaltına aldı. Yaşanan bu olay diğer dizi oyuncularının büyük tedirginlik yaşamasına neden oldu. Başrollerini, Açelya Topaloğlu, Deniz Baysal ve Selin Şekerci paylaştığı dizini konusu ise şöyle; Biri gelinlik provasından, biri nikah masasından, biri düğün salonundan kaçan üç kadın; Almilla, Şebnem ve Kainat'ın hayatlarının aşkına yetişmek için gittikleri İzmir Adnan Menderes Havaalanı'nda yolları kesişir.
Hayatı bir anda kesişecek ve kader ortaklıkları İstanbul'da da devam edecek, aşkı kovalayan üç kadının iç içe geçen hikayeleri, onları birbirine sımsıkı bağlayacaktır. İstanbul'a adım atar atmaz, hem de hiç farkında olmadan şöhret rüzgarına tutulan kızlarımız için hayli ışıltılı başlayan İstanbul macerası, giderek kabusa dönüşecek ve "Kaçak Gelinler" imiz, İstanbul duvarına toslayacaktır.
Üstelik bu İstanbul serüveninde, hayallerindeki "beyaz atlı prens"ler de onları hep hayal kırıklığına uğratır ve olaylar iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. İstanbul'un zorlu şartlarında "yeni bir hayat" için kader birliği eden Kaçak Gelinler'i birbirinden komik ve hüzünlü günler beklemektedir. Hayatımın erkeği" arayışının sonu yok! "Kaçak Gelinler" zamanla bu gerçekle yüzleşecektir.
BURSA’da Hurşit Ç ile oğlu Umut Ç, gürültü yaptıkları gerekçesiyle tartıştıkları 3 kardeşten 2’sini öldürdü, 1’isini de yaraladı. Market işleten 61 yaşındaki Hurşit Ç ve cezaevinden kısa süre önce tahliye edilen oğlu Umut Ç, evlerinin önünde oturup cips yiyen Şefik, Ferit ve Emrah Ece kardeşleri gürültü yapmamaları konusunda uyardı. Çıkan tartışma büyüyünce işyeri sahibi Hurşin Ç ve oğlu 3 kardeşe tabanca kurşun yağdırdı. Daha sonra taksiye binip olay yerinden ayrılan Hurşit Ç ve Umut Ç, evine doğru koşan Şefik Ece’yi görünce durup ateş etti.
Başından vurulan Şefik Ece olay yerinde öldü. Görgü tanıkları Şefik Ece’nin "Baba yardım et" diye bağırarak eve girmeye çalıştığı sırada vurulduğunu anlattı. İhbar üzerine sevk edilen 112 sağlık görevlileri tarafından Uludağ Ünivesitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan ve vücudunun çeşitli yerlerine aldığı kurşunlarla ağır yaralanan Ferit Ece ise, hastanede kurtarılamadı. Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Emrah Ece ’nin hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi. Güvenlik güçleri olay yerinde 38 boş kovan buldu. İki kardeşin cesedi otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken kaçan baba ve oğlunu arama çalışmasına devam ediliyor.
Başından vurulan Şefik Ece olay yerinde öldü. Görgü tanıkları Şefik Ece’nin "Baba yardım et" diye bağırarak eve girmeye çalıştığı sırada vurulduğunu anlattı. İhbar üzerine sevk edilen 112 sağlık görevlileri tarafından Uludağ Ünivesitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan ve vücudunun çeşitli yerlerine aldığı kurşunlarla ağır yaralanan Ferit Ece ise, hastanede kurtarılamadı. Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Emrah Ece ’nin hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi. Güvenlik güçleri olay yerinde 38 boş kovan buldu. İki kardeşin cesedi otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken kaçan baba ve oğlunu arama çalışmasına devam ediliyor.
Trabzonspor'un, Fenerbahçe maçı öncesi Çaykur Rizespor ile Mehmet Ali Yılmaz tesislerinde bir hazırlık maçı yaptı. Trabzonspor: 6 - Çaykur Rizespor: 2 Trabzonspor, Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe ile oynayacağı maç öncesi Çaykur Rizespor ile yaptığı hazırlık karşılaşmasını 6-2 kazandı. 12. dakikada Mehmet Ekici'nin sağdan ceza sahasına yaptığı ortada, Serdar, topu kafa ile ağlara gönderdi: 1-0
14. dakikada Fatih Atik'in sağdan ceza sahasına yaptığı ortada, Sefa Yılmaz topu penaltı noktası üzerinden filelerle buluşturdu: 2-0 15. dakikada Fatih Atik'in sağdan ceza sahasına yaptığı ortada, Salih Dursun, Trabzonspor'u 3-0 öne geçirdi. 45. dakikada Sefa Yılmaz'ın sol kanattan yaptığı ortada, Fatih Atik, düzgün bir vuruşla topu filelere gönderdi: 4-0
Karşılaşmanın ilk yarısı, 4-0 Trabzonspor'un üstünlüğüyle tamamlandı. 52. dakikada Sercan Kaya'nın pasında topla buluşan Holosko, İbrahim'in yanından takımının ilk golünü kaydetti. 63. dakikada Mehmet Ekici'nin sol kanattan kullandığı köşe vuruşunda Mustafa Akbaş, ceza sahası içerisinde meşin yuvarlağı kafayla filelerle buluşturdu: 5-1
69. dakikada Çaykur Rizespor defansının yaptığı hatayı iyi değerlendiren Sefa, kendisinin ikinci golünü kaydetti: 6-1 84. dakikada Ali Adnan'ın pasında topla buluşan Sercan, ceza sahası dışı sol çaprazdan plase bir vuruşla maçtaki sekizinci golü atan isim oldu. Karşılaşma 6-2 Trabzonspor'un üstünlüğü ile tamamlandı. - Gazetecinin bilgisayarı kırıldı Öte yandan, maçın ilk yarısında bir pozisyon sırasında saha kenarındaki gazetecinin dizüstü bilgisayarına basarak kırılmasına neden olan Serdar Gürler, devre arasında gazetecinin yanına gelerek ona yeni bir bilgisayar alacağı sözünü verdi.
Bu arada, hazırlık maçını yaklaşık 3 bin taraftarın izlediği gözlendi. Stat: Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri Hakemler: Abdullah Yılmaz, Mehmet Metin, Bahtiyar Birinci Trabzonspor: Fatih Öztürk (Dk.46 İbrahim), Zeki Yavru, Mustafa Yumlu (Dk.46 İshak), Mustafa Akbaş, Musa Nizam (Dk.75 Kaan), Fatih Atik, Salih Dursun, Ferhat Yazgan, Serdar Gürler (Dk.46 Soner), Mehmet Ekici, Sefa Yılmaz ( Dk.70 Muhammet) Çaykur Rizespor : Aykut Erçetin (Dk. 46 Necati), Orhan Ovacıklı, Koray Altınay, Ousmane Vıera (Dk. 65 Sezer), Eren Albayrak (Dk.65 Ali Adnan), Ludovıc Sylvestre (Dk. 46 Engin), Murat Duruer, Kıvanç Karakaş (Dk.46 Sercan), Ümit Korkmaz (Dk. 46 Kağan), Deniz Kadah (Dk.46 Tevfik), Filip Holosko Goller: Dk. 12 Serdar Gürler, Dk. 14 ve 69 Sefa Yılmaz, Dk. 15 Salih Dursun, Dk. 45 Fatih Atik, Dk. 63 Mustafa Akbaş (Trabzonspor), Dk. 52 Holosko, Dk. 84 Sercan (Çaykur Rizespor)
14. dakikada Fatih Atik'in sağdan ceza sahasına yaptığı ortada, Sefa Yılmaz topu penaltı noktası üzerinden filelerle buluşturdu: 2-0 15. dakikada Fatih Atik'in sağdan ceza sahasına yaptığı ortada, Salih Dursun, Trabzonspor'u 3-0 öne geçirdi. 45. dakikada Sefa Yılmaz'ın sol kanattan yaptığı ortada, Fatih Atik, düzgün bir vuruşla topu filelere gönderdi: 4-0
Karşılaşmanın ilk yarısı, 4-0 Trabzonspor'un üstünlüğüyle tamamlandı. 52. dakikada Sercan Kaya'nın pasında topla buluşan Holosko, İbrahim'in yanından takımının ilk golünü kaydetti. 63. dakikada Mehmet Ekici'nin sol kanattan kullandığı köşe vuruşunda Mustafa Akbaş, ceza sahası içerisinde meşin yuvarlağı kafayla filelerle buluşturdu: 5-1
69. dakikada Çaykur Rizespor defansının yaptığı hatayı iyi değerlendiren Sefa, kendisinin ikinci golünü kaydetti: 6-1 84. dakikada Ali Adnan'ın pasında topla buluşan Sercan, ceza sahası dışı sol çaprazdan plase bir vuruşla maçtaki sekizinci golü atan isim oldu. Karşılaşma 6-2 Trabzonspor'un üstünlüğü ile tamamlandı. - Gazetecinin bilgisayarı kırıldı Öte yandan, maçın ilk yarısında bir pozisyon sırasında saha kenarındaki gazetecinin dizüstü bilgisayarına basarak kırılmasına neden olan Serdar Gürler, devre arasında gazetecinin yanına gelerek ona yeni bir bilgisayar alacağı sözünü verdi.
Bu arada, hazırlık maçını yaklaşık 3 bin taraftarın izlediği gözlendi. Stat: Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri Hakemler: Abdullah Yılmaz, Mehmet Metin, Bahtiyar Birinci Trabzonspor: Fatih Öztürk (Dk.46 İbrahim), Zeki Yavru, Mustafa Yumlu (Dk.46 İshak), Mustafa Akbaş, Musa Nizam (Dk.75 Kaan), Fatih Atik, Salih Dursun, Ferhat Yazgan, Serdar Gürler (Dk.46 Soner), Mehmet Ekici, Sefa Yılmaz ( Dk.70 Muhammet) Çaykur Rizespor : Aykut Erçetin (Dk. 46 Necati), Orhan Ovacıklı, Koray Altınay, Ousmane Vıera (Dk. 65 Sezer), Eren Albayrak (Dk.65 Ali Adnan), Ludovıc Sylvestre (Dk. 46 Engin), Murat Duruer, Kıvanç Karakaş (Dk.46 Sercan), Ümit Korkmaz (Dk. 46 Kağan), Deniz Kadah (Dk.46 Tevfik), Filip Holosko Goller: Dk. 12 Serdar Gürler, Dk. 14 ve 69 Sefa Yılmaz, Dk. 15 Salih Dursun, Dk. 45 Fatih Atik, Dk. 63 Mustafa Akbaş (Trabzonspor), Dk. 52 Holosko, Dk. 84 Sercan (Çaykur Rizespor)
Ankara'nın Sincan İlçesi Saraycık Mahallesi'nde şiddetli yağış sonrası sel meydana geldi. Çok sayıda kişi sel sularına kapılarak yaralandı. Sincan'da akşam saatlerinde aniden başlayan şiddetli yağış sonrası sel meydana geldi. Sel nedeniyle bazı vatandaşlar araçlarıyla birlikte sel sularına kapıldı. Selden yaralı olarak kurtulan bir vatandaş, bir anda sel suyunun geldiğini, aracının suya kapıldığını, kendi imkanlarıyla yüzerek kurtulduğunu anlattı. Selde yaralananlar olay yerinde yapılan ilk müdahalelerin ardından çevre hastanelere kaldırıldı. Sel baskını nedeniyle olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Bir çok ev ve işyeri su altında kaldı. Ekiplerin bölgedeki çalışmaları devam ediyor.
Hükümet programında yer alan 'tamamlayıcı emeklilik' uygulamaya konulursa çalışanlar ikinci kez emekliliğe hak kazanabilecek ve dolayısıyla iki emekli aylığı birden alabilecek.62. Hükümet programı açıklandı. Hükümet programının geneline bakıldığında ekonomik gelişmenin ve kalkınmanın yanında sosyal meselelere de önem verildiği görülüyor. Çalışanları yakından ilgilendiren ve bugüne kadar hayata geçirilemeyen 'tamamlayıcı emeklilik' sistemi de hükümet programında yer aldı. Peki, nedir bu tamamlayıcı emeklilik?
Tamamlayıcı emeklilik, zorunlu nitelikteki emeklilik sistemini destekleyici bir sistem. Aynı zamanda ikinci sütun emeklilik olarak da adlandırılıyor. Bu sistem sayesinde çalışanlar, ikinci bir emekliliğe hak kazanabiliyor ve dolayısıyla iki emekli aylığı birden alabiliyor.1 Ekim 2008 tarihi itibariyle, emekli aylıklarının hesaplanmasında yaşanan yöntem değişikliğiyle bugün bir emekli çalışırken kazandığı ücretin ortalama yüzde 60'ı kadar emekli aylığı alabiliyor. Tamamlayıcı emeklilik, aylıklarda yaşanan azalmanın etkilerini hafifletme amacında olan bir uygulama.
1999 yılından önceki çalışmaları yani prim günleri daha fazla olanlar, emekli olduklarında çalışırken aldıkları ücrete yakın bir emekli aylığı alabiliyor. 1999 ile 1 Ekim 2008 arasında ise emekli aylığı bağlama oranı düşürüldüğü için bu dönemdeki çalışmaların karşılığı emekli aylıklarına daha az yansıyor. Üçüncü dönem olan 1 Ekim 2008 sonrasında emekli aylıkları her iki dönemin de gerisinde kalıyor.
Dolayısıyla üç dönem içerisindeki çalışmaları toplamı içerisinde birinci dönem çalışmaları daha fazla olan kişiler 1 Ekim 2008 sonrasında çalışıp prim ödemelerine rağmen emekli aylıklarını küçük de olsa bir miktar düşürmüş oluyorlar.Sosyal güvenlik sisteminde iki kez ciddi dönüşüm yaşanması ve bu yeni dönemlerin her birinde, çıkarılan yasaların getirdiği yeni düzenlemelerle, emekli aylıklarında azalma olduğu için tamamlayıcı emeklilik gündeme geldi.
Yaşanan sorun sadece emekli aylığının bir miktar düşmesi sorunu değil. 1 Ekim 2008 sonrası ilk kez sigortalı olan kişiler hem daha uzun süre prim ödeyip, daha geç yaşlarda emekli olacaklar, hem de daha düşük emekli aylıkları alacaklar.
Bu nedenle, kişilerin yaşlılık dönemlerinde yoksulluğa düşmelerini engellemek, başka birisinin ekonomik desteğine muhtaç kalmadan hayatlarını sürdürebilmelerine imkan tanımak ve uzun yıllar çalışmaları karşılığında insan onuruna yakışır bir biçimde hayatlarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla tamamlayıcı emeklilik sistemlerine ihtiyaç var.Yani daha düşük emekli aylığı elde edecek kişilerin çalışırken tasarruf etmeleri ve ücretlerinin bir miktarını fonlarda kullanarak ikinci bir emeklilik hakkına sahip olmaları sağlanmalı ki, emeklilik dönemlerinde başka sorunlar ortaya çıkmasın.
Devlet tamamlayıcı emeklilik sistemlerinde kendisi prim ödeyerek, meslek odalarına bu yönde teşvikler vererek ya da bu gibi rollerle teşvik sağlayarak çalışanların birikimlerinin artmasına destek olabiliyor.Yukarıda özetlediğimiz emekli aylıklarının giderek azalıyor olması gerçeği karşısında, çalışanlara ikinci emeklilik şansı tanıyan bir uygulamanın hükümet programında yer bulması önemli. Tamamlayıcı emeklilik, zorunlu emeklilik sistemi dışında, bireylerin çalışırken ikinci ve genellikle isteğe bağlı bir fona para aktarmaları ve emekliliğe hak kazanıldığında ikinci bir emekli aylığına kavuşmaları anlamını taşıyor.
Bu yönüyle tamamlayıcı emekliliğin çalışanlara ciddi katkısı bulunmakta. Ancak çalışırken kişilerin ne ölçüde tasarruf yapabildiğini düşündüğümüzde tamamlayıcı emeklilik sisteminin hangi ölçüde başarılı olabileceğini tahmin etmek zor değil. Çalışanların mevcut ekonomik koşullarda tasarruf yapabilmeleri neredeyse imkansız. Bu yönüyle bakıldığında tamamlayıcı emeklilik sisteminin devlet katkısı ve yönlendirmesi olmadan hayata geçmesi oldukça zor.
Tamamlayıcı emeklilik dünyanın pek çok ülkesinde uygulanıyor. Mesleki veya sektörel olarak uygulanabilen tamamlayıcı emeklilik, çalışanların isteklerine bağlı olarak katılabildikleri bir sistem. Meslek temsilcileri olan kurumların talebi üzerine bu uygulamalar ortaya çıkabiliyor.Avusturya'da 1 Ocak 2013'ten itibaren çocuğu 3 yaşını geçmemiş kişiler bu sisteme katılım gösterdiğinde devlet teşviki alabiliyorlar.
Finlandiya'da 2011 yılından itibaren kazanç ve prime odaklı yeni bir tamamlayıcı emeklilik sistemi devreye sokulmuş durumda. Şili'de 2008 yılında özellikle düşük gelir gruplarındaki çalışanların emeklilikte yeterli emekli aylığı alabilmesi için tamamlayıcı emeklilik uygulaması hayata geçirildi.
Danimarka'da uygulanan bu sistem zorunlu. Yani zorunlu sosyal güvenlik sisteminin yanında bir de zorunlu tamamlayıcı emeklilik sistemi bulunuyor. Diğer yandan ülkede hem mesleki, hem kolektif tamamlayıcı emeklilik sigortası uygulanıyor. Yani toplu iş sözleşmesi ile belirli mesleklerde ve sektörlerde çalışanlar için işveren ve sendika destekli tamamlayıcı emeklilik sigortası uygulanabildiği gibi, bireyler sigorta şirketleri vasıtasıyla prim oranını kendisi belirleyerek de tamamlayıcı emeklilik sahibi olabiliyorlar.
İtalya'da da mesleki tamamlayıcı emeklilik sigortası uygulanıyor. Ancak İtalya'da bu zorunlu değil ihtiyari bir sistem. Diğer yandan, gönüllü tamamlayıcı emeklilik sistemine katılımın az olması nedeniyle 2007 yılında hükümet tamamlayıcı emekliliğe yönelik teşvikini artırmış. İsviçre'de de tamamlayıcı emeklilik mesleki sistem olarak uygulanıyor.
Özellikle 2008 küresel ekonomik krizi sonrası sosyal güvenlik sistemlerinde yaşanan dönüşüm ve ülkelerin gayri safi yurt içi hasılalarındaki düşüş, tamamlayıcı emeklilik sistemlerini ihtiyaçtan çok zorunluluk haline getirdi. Norveç, Finlandiya gibi ülkelerde daha uzun bir geçmişe sahip olan tamamlayıcı emeklilik uygulamaları, Portekiz, İtalya gibi krizden ciddi ölçüde etkilenen Akdeniz ülkelerinde de 2008 yılı sonrasında uygulamaya geçti.
Türkiye'de de 2008 yılında zorunlu nedenlerle gerçekleştirilen sosyal güvenlik reformunun etkisiyle giderek azalan emekli aylıklarının, çalışanları yaşlılık döneminde ekonomik zorluklara itmesinin önüne geçmek amacıyla tamamlayıcı emeklilik sisteminin hükümet programına girmesi önemli. Ne var ki en az bunun kadar önemli olan bu sisteme devlet desteğinin azami ölçüde sağlanması ve mutlaka biriken paranın güvence altında olması. Aksi taktirde geçmişteki süper emeklilik gibi kötü uygulamaların farkında olan vatandaşlarımız tamamlayıcı emeklilik sistemine de şüpheyle yaklaşacaklardır.
Kaynak: Milliyet
Tamamlayıcı emeklilik, zorunlu nitelikteki emeklilik sistemini destekleyici bir sistem. Aynı zamanda ikinci sütun emeklilik olarak da adlandırılıyor. Bu sistem sayesinde çalışanlar, ikinci bir emekliliğe hak kazanabiliyor ve dolayısıyla iki emekli aylığı birden alabiliyor.1 Ekim 2008 tarihi itibariyle, emekli aylıklarının hesaplanmasında yaşanan yöntem değişikliğiyle bugün bir emekli çalışırken kazandığı ücretin ortalama yüzde 60'ı kadar emekli aylığı alabiliyor. Tamamlayıcı emeklilik, aylıklarda yaşanan azalmanın etkilerini hafifletme amacında olan bir uygulama.
1999 yılından önceki çalışmaları yani prim günleri daha fazla olanlar, emekli olduklarında çalışırken aldıkları ücrete yakın bir emekli aylığı alabiliyor. 1999 ile 1 Ekim 2008 arasında ise emekli aylığı bağlama oranı düşürüldüğü için bu dönemdeki çalışmaların karşılığı emekli aylıklarına daha az yansıyor. Üçüncü dönem olan 1 Ekim 2008 sonrasında emekli aylıkları her iki dönemin de gerisinde kalıyor.
Dolayısıyla üç dönem içerisindeki çalışmaları toplamı içerisinde birinci dönem çalışmaları daha fazla olan kişiler 1 Ekim 2008 sonrasında çalışıp prim ödemelerine rağmen emekli aylıklarını küçük de olsa bir miktar düşürmüş oluyorlar.Sosyal güvenlik sisteminde iki kez ciddi dönüşüm yaşanması ve bu yeni dönemlerin her birinde, çıkarılan yasaların getirdiği yeni düzenlemelerle, emekli aylıklarında azalma olduğu için tamamlayıcı emeklilik gündeme geldi.
Yaşanan sorun sadece emekli aylığının bir miktar düşmesi sorunu değil. 1 Ekim 2008 sonrası ilk kez sigortalı olan kişiler hem daha uzun süre prim ödeyip, daha geç yaşlarda emekli olacaklar, hem de daha düşük emekli aylıkları alacaklar.
Bu nedenle, kişilerin yaşlılık dönemlerinde yoksulluğa düşmelerini engellemek, başka birisinin ekonomik desteğine muhtaç kalmadan hayatlarını sürdürebilmelerine imkan tanımak ve uzun yıllar çalışmaları karşılığında insan onuruna yakışır bir biçimde hayatlarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla tamamlayıcı emeklilik sistemlerine ihtiyaç var.Yani daha düşük emekli aylığı elde edecek kişilerin çalışırken tasarruf etmeleri ve ücretlerinin bir miktarını fonlarda kullanarak ikinci bir emeklilik hakkına sahip olmaları sağlanmalı ki, emeklilik dönemlerinde başka sorunlar ortaya çıkmasın.
Devlet tamamlayıcı emeklilik sistemlerinde kendisi prim ödeyerek, meslek odalarına bu yönde teşvikler vererek ya da bu gibi rollerle teşvik sağlayarak çalışanların birikimlerinin artmasına destek olabiliyor.Yukarıda özetlediğimiz emekli aylıklarının giderek azalıyor olması gerçeği karşısında, çalışanlara ikinci emeklilik şansı tanıyan bir uygulamanın hükümet programında yer bulması önemli. Tamamlayıcı emeklilik, zorunlu emeklilik sistemi dışında, bireylerin çalışırken ikinci ve genellikle isteğe bağlı bir fona para aktarmaları ve emekliliğe hak kazanıldığında ikinci bir emekli aylığına kavuşmaları anlamını taşıyor.
Bu yönüyle tamamlayıcı emekliliğin çalışanlara ciddi katkısı bulunmakta. Ancak çalışırken kişilerin ne ölçüde tasarruf yapabildiğini düşündüğümüzde tamamlayıcı emeklilik sisteminin hangi ölçüde başarılı olabileceğini tahmin etmek zor değil. Çalışanların mevcut ekonomik koşullarda tasarruf yapabilmeleri neredeyse imkansız. Bu yönüyle bakıldığında tamamlayıcı emeklilik sisteminin devlet katkısı ve yönlendirmesi olmadan hayata geçmesi oldukça zor.
Tamamlayıcı emeklilik dünyanın pek çok ülkesinde uygulanıyor. Mesleki veya sektörel olarak uygulanabilen tamamlayıcı emeklilik, çalışanların isteklerine bağlı olarak katılabildikleri bir sistem. Meslek temsilcileri olan kurumların talebi üzerine bu uygulamalar ortaya çıkabiliyor.Avusturya'da 1 Ocak 2013'ten itibaren çocuğu 3 yaşını geçmemiş kişiler bu sisteme katılım gösterdiğinde devlet teşviki alabiliyorlar.
Finlandiya'da 2011 yılından itibaren kazanç ve prime odaklı yeni bir tamamlayıcı emeklilik sistemi devreye sokulmuş durumda. Şili'de 2008 yılında özellikle düşük gelir gruplarındaki çalışanların emeklilikte yeterli emekli aylığı alabilmesi için tamamlayıcı emeklilik uygulaması hayata geçirildi.
Danimarka'da uygulanan bu sistem zorunlu. Yani zorunlu sosyal güvenlik sisteminin yanında bir de zorunlu tamamlayıcı emeklilik sistemi bulunuyor. Diğer yandan ülkede hem mesleki, hem kolektif tamamlayıcı emeklilik sigortası uygulanıyor. Yani toplu iş sözleşmesi ile belirli mesleklerde ve sektörlerde çalışanlar için işveren ve sendika destekli tamamlayıcı emeklilik sigortası uygulanabildiği gibi, bireyler sigorta şirketleri vasıtasıyla prim oranını kendisi belirleyerek de tamamlayıcı emeklilik sahibi olabiliyorlar.
İtalya'da da mesleki tamamlayıcı emeklilik sigortası uygulanıyor. Ancak İtalya'da bu zorunlu değil ihtiyari bir sistem. Diğer yandan, gönüllü tamamlayıcı emeklilik sistemine katılımın az olması nedeniyle 2007 yılında hükümet tamamlayıcı emekliliğe yönelik teşvikini artırmış. İsviçre'de de tamamlayıcı emeklilik mesleki sistem olarak uygulanıyor.
Özellikle 2008 küresel ekonomik krizi sonrası sosyal güvenlik sistemlerinde yaşanan dönüşüm ve ülkelerin gayri safi yurt içi hasılalarındaki düşüş, tamamlayıcı emeklilik sistemlerini ihtiyaçtan çok zorunluluk haline getirdi. Norveç, Finlandiya gibi ülkelerde daha uzun bir geçmişe sahip olan tamamlayıcı emeklilik uygulamaları, Portekiz, İtalya gibi krizden ciddi ölçüde etkilenen Akdeniz ülkelerinde de 2008 yılı sonrasında uygulamaya geçti.
Türkiye'de de 2008 yılında zorunlu nedenlerle gerçekleştirilen sosyal güvenlik reformunun etkisiyle giderek azalan emekli aylıklarının, çalışanları yaşlılık döneminde ekonomik zorluklara itmesinin önüne geçmek amacıyla tamamlayıcı emeklilik sisteminin hükümet programına girmesi önemli. Ne var ki en az bunun kadar önemli olan bu sisteme devlet desteğinin azami ölçüde sağlanması ve mutlaka biriken paranın güvence altında olması. Aksi taktirde geçmişteki süper emeklilik gibi kötü uygulamaların farkında olan vatandaşlarımız tamamlayıcı emeklilik sistemine de şüpheyle yaklaşacaklardır.
Kaynak: Milliyet
Denizlerde av yasağının sona ermesiyle bol miktarda avlanacağı tahmin edilen palamut, deniz suyunun ısınmasıyla beklentileri karşılayamadı.Sezonun ilk gününde "vira bismillah" diyen balıkçılar bol miktarda olmasa da beklentileri karşılayacak kadar palamut avladı. Daha sonra hava sıcaklıklarının da etkisiyle batı ve doğu Karadeniz kıyılarından göç eden palamut, av sezonunun başladığı ilk haftalarda hayal kırıklığı yarattı.
Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi Arslan, sezonun ilk gününde çok bol olmasa da beklentileri karşılayacak kadar balık avladıklarını söyledi. Daha sonraki süreçte balığın azaldığına dikkati çeken Arslan, "İlk günlerden sonraki süreçte ne olduysa şu anda teknelerimiz denize gidiyor ve boş dönüyor, balık bir anda kayboldu. Tabi bu, 'balık tamamen kayboldu' anlamına gelmez. Batı Karadeniz'de çok olmasa da İğneada ve İstanbul Boğazı çevresinde kısmen avcılık yapılıyor" diye konuştu.
Arslan, palamudun ilerleyen süreçte Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesine doğru göç edeceğini anlatarak, balıkların deniz suyunun sıcaklığının fazla olması dolayısıyla serin sulara çekildiğini kaydetti. Gelecek ay palamut avından umulu olduklarını dile getiren Arslan, "Şu anki görüntülerden bunu anlayabiliyoruz. Şu anda deniz suyu sıcaklığı 27 derece.
Bu da yüksek bir rakam, balıklar da sıcak sudan rahatsızlık duyduğu için serin sulara hareket ediyor. Sular serinledikçe kıyılarımıza geleceğini tahmin ediyoruz" dedi. Arslan, balık avının sezonun ilk haftasında vatandaşın beklentilerini karşılayamadığını dikkati çekerek, bu nedenle de tezgahlarda çeşitliliğin görülmediğini söyledi.
Giresun Belediyesi Çotanak Balık Pazarı'nda balıkçılık yapan Taşkın Saka da sezonun ilk günlerinde balık avının iyi olduğunu ancak sonraki günlerde bu durumun değiştiğini anlattı. İlerleyen günlerde balığın bollaşacağına dair umutlu olduklarını vurgulayan Saka, "Gırgır teknelerinin kaptanları, balığın bollaşacağını söylüyor.
Denizin suyu şu an sıcak, bu durum ister istemez balığı etkiliyor ve dengesini bozuyor. Temennimiz önümüzdeki dönemde balığın bol olacağı. Halka bol balık yedirmeyi bekliyoruz. Balık fiyatları pahalı, ilk gün 5-6 liraydı, bugün de 7-8 lira civarında" ifadesini kullandı.
Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi Arslan, sezonun ilk gününde çok bol olmasa da beklentileri karşılayacak kadar balık avladıklarını söyledi. Daha sonraki süreçte balığın azaldığına dikkati çeken Arslan, "İlk günlerden sonraki süreçte ne olduysa şu anda teknelerimiz denize gidiyor ve boş dönüyor, balık bir anda kayboldu. Tabi bu, 'balık tamamen kayboldu' anlamına gelmez. Batı Karadeniz'de çok olmasa da İğneada ve İstanbul Boğazı çevresinde kısmen avcılık yapılıyor" diye konuştu.
Arslan, palamudun ilerleyen süreçte Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesine doğru göç edeceğini anlatarak, balıkların deniz suyunun sıcaklığının fazla olması dolayısıyla serin sulara çekildiğini kaydetti. Gelecek ay palamut avından umulu olduklarını dile getiren Arslan, "Şu anki görüntülerden bunu anlayabiliyoruz. Şu anda deniz suyu sıcaklığı 27 derece.
Bu da yüksek bir rakam, balıklar da sıcak sudan rahatsızlık duyduğu için serin sulara hareket ediyor. Sular serinledikçe kıyılarımıza geleceğini tahmin ediyoruz" dedi. Arslan, balık avının sezonun ilk haftasında vatandaşın beklentilerini karşılayamadığını dikkati çekerek, bu nedenle de tezgahlarda çeşitliliğin görülmediğini söyledi.
Giresun Belediyesi Çotanak Balık Pazarı'nda balıkçılık yapan Taşkın Saka da sezonun ilk günlerinde balık avının iyi olduğunu ancak sonraki günlerde bu durumun değiştiğini anlattı. İlerleyen günlerde balığın bollaşacağına dair umutlu olduklarını vurgulayan Saka, "Gırgır teknelerinin kaptanları, balığın bollaşacağını söylüyor.
Denizin suyu şu an sıcak, bu durum ister istemez balığı etkiliyor ve dengesini bozuyor. Temennimiz önümüzdeki dönemde balığın bol olacağı. Halka bol balık yedirmeyi bekliyoruz. Balık fiyatları pahalı, ilk gün 5-6 liraydı, bugün de 7-8 lira civarında" ifadesini kullandı.
Antalya'nın Kumluca İlçesi’nde barda çalışan 21 yaşındaki Gizem Ş., bir süredir ayrı yaşadığı eşi 20 yaşındaki Okan Ş.’yi anne ve babasına küfrettiği gerekçesiyle kalbinden bıçaklayıp öldürdü. Olay, bu sabaha karşı Kumluca’da meydana geldi. 1 yıl önce evlenen Okan ve Gizem Ş. çifti, yaz sezonunda Kemer İlçesi’nde çalıştıktan sonra Mavikent’e yerleşti. Sık sık tartışan çift bir süre sonra ayrı yaşamaya başladı. Finike’de bir barda çalışan Gizem Ş. ile işsiz eşi Okan Ş., dün telefonlaşıp akşam yemeğinde buluştu.
Bir restoranda yemek yiyip geç saatlere kadar içki içen çift, evlerine döndüklerinde tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Gizem Ş., iddiaya göre kendisini döven ve anne babasına küfreden eşini, mutfaktan aldığı meyve bıçağıyla kalbinden ve kasığından bıçakladı. Gizem Ş. daha sonra jandarmayı arayarak, eşini bıçakladığını söyledi. Olay yerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri, Okan Ş.’nin öldüğünü belirledi.
Okan Ş.’nin cesedi otopsi için Kumluca Devlet Hastanesi’ne götürülürken, Gizem Ş. jandarma tarafından gözaltına alındı. Gizem Ş. olaya ilişkin ilk ifadesinde eşiyle 1 yıl önce evlendiklerini, bir süre önce de şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrı yaşamaya başladıklarını söyledi. Finike’de bir barda çalıştığını belirten Gizem Ş., "Okan beni bir gün önce aradı, konuşmak istediğini söyledi ve akşam yemeğine davet etti.
Ben de daveti kabul ettim. Akşam bir restoranda gecenin ilerleyen saatlerine kadar yemek yiyip eğlendik, birlikte alkol aldık. Saat 03.00 sıralarında eve döndükten kısa süre sonra tekrar tartışmaya başladık" dedi. Eşinin kendisinden para istediğini, kendisinin de çalışmasını istediğini belirten Gizem Ş., "Tartışma kavgaya dönüşünce beni dövdü.
Daha sonra anne ve babama hakaret ve küfretmeye başlayınca elime geçirdiğim meyve bıçağıyla bıçakladım" diye konuştu. Gizem Ş., ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Kumluca’da kadınlar için cezaevi olmadığı için Gizem Ş., Antalya’ya gönderildi. Kaynak: Hürriyet
Bir restoranda yemek yiyip geç saatlere kadar içki içen çift, evlerine döndüklerinde tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Gizem Ş., iddiaya göre kendisini döven ve anne babasına küfreden eşini, mutfaktan aldığı meyve bıçağıyla kalbinden ve kasığından bıçakladı. Gizem Ş. daha sonra jandarmayı arayarak, eşini bıçakladığını söyledi. Olay yerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri, Okan Ş.’nin öldüğünü belirledi.
Okan Ş.’nin cesedi otopsi için Kumluca Devlet Hastanesi’ne götürülürken, Gizem Ş. jandarma tarafından gözaltına alındı. Gizem Ş. olaya ilişkin ilk ifadesinde eşiyle 1 yıl önce evlendiklerini, bir süre önce de şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrı yaşamaya başladıklarını söyledi. Finike’de bir barda çalıştığını belirten Gizem Ş., "Okan beni bir gün önce aradı, konuşmak istediğini söyledi ve akşam yemeğine davet etti.
Ben de daveti kabul ettim. Akşam bir restoranda gecenin ilerleyen saatlerine kadar yemek yiyip eğlendik, birlikte alkol aldık. Saat 03.00 sıralarında eve döndükten kısa süre sonra tekrar tartışmaya başladık" dedi. Eşinin kendisinden para istediğini, kendisinin de çalışmasını istediğini belirten Gizem Ş., "Tartışma kavgaya dönüşünce beni dövdü.
Daha sonra anne ve babama hakaret ve küfretmeye başlayınca elime geçirdiğim meyve bıçağıyla bıçakladım" diye konuştu. Gizem Ş., ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Kumluca’da kadınlar için cezaevi olmadığı için Gizem Ş., Antalya’ya gönderildi. Kaynak: Hürriyet
Şantiyede asansörün düşmesi sonucu 10 kişinin hayatını kaybettiği kazayla ilgili gözaltına alınan 9 kişi, savcının talimatıyla serbest bırakıldı. Olayın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, inşaatın sorumlusu oldukları için gözaltına alınan 9 kişinin ifadeleri tamamlandı. Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğünde gözaltında tutulan 9 kişi, Cumhuriyet savcısının talimatıyla serbest bırakıldı.
1 Eylül’de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde başlayan 2014-2015 akademik yılı öğrenci kayıtları, 05 Eylül tarihi itibariyle sona erdi. Kısa zaman içerisinde Türkiye’nin en seçkin üniversiteleri arasına girmeyi başararak her yeni yılda artan öğrenci sayısıyla gücüne daha fazla güç katan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin bu yıl gerek lisans gerekse ön lisans programlarına yoğun ilgi oldu.
13 bin 106 öğrencinin öğrenim gördüğü RTEÜ’de yeni dönem için 3 bin 303 kişinin kayıt işlemi gerçekleştirildi. 2014-2015 eğitim-öğretim yılındaki öğrenci sayısı ise toplamda 16 bin 409’a ulaştı. Üniversite camiasında ise ek kontenjanla bu sayının daha da artması bekleniyor.
Rize'nin Derepazarı ilçesinde İtalyan turisti öldüren şahıs adliyeye sevk edildi. Rize’nin Derepazarı ilçesinde dün İtalyan turist Giorgio Bozzo'yu (70) bıçaklayarak ölümüne neden olan Halil K.'nın emniyetteki işlemleri sona erdi. Katil zanlısı Halil K., suçunu itiraf etti. İtalyan turist Giorgio Bozzo (70)'nun karavanı içinde bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili yakalanan katil zanlısı Halil K.'nın (28) çok sayıda adli suçtan kaydı bulunduğu ve cinayetle ilgili yapılan sorgulamada karavanın içerisine girerek İtalyan vatandaşı B.G.’yi bıçakladığını itiraf ettiği öğrenildi. Katil zanlısı Halil K. bugün yargılanmak üzere Rize Adliyesine çıkarıldı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) çıkardığı "Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik " ile 1 Şubat'tan itibaren kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyon ilgili harcamalara taksit uygulanamayacak olması nedeniyle her yıl önceki aylara göre düşük seyreden ocak ayı cep telefonu satışlarında bu yıl artış yaşandığı bildirildi. Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BDDK'nın söz konusu kararının aralık ayı sonundan itibaren piyasaya etki ettiğini ifade etti. Kararın duyulmasının ardından hem sektörün hem de tüketicilerin, 1 Şubat öncesi yönetmelikte değişikliğe gidileceği beklentisi içinde olduğunu ama bu gerçekleşmeyince insanların uygulama öncesi alıma yöneldiğini dile getiren Vatan, bunun cep telefonu satışlarında ocak ayı normallerinin ötesinde bir hareketliliğe yol açtığını belirtti. "Satışlar bir önceki aya göre yüzde 46 arttı" Vatan, teknoloji ürünleri satışlarında ocak ayının satışlarda genel olarak düşüş yaşandığı bir dönem olmasına rağmen bu yıl cep telefonu satışlarında bunun tersi bir dönem yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Normalde ocak ayı satın alımlarında, aralık ayında göre düşüş yaşanır. Bu yıl da 21 Aralık-21 Ocak dönemindeki satışlarımızda cep telefonu hariç diğer satışlarımızda yüzde 9 oranında düşüş yaşanırken, aynı dönem içerisinde cep telefonu satışlarımızda yüzde 46 oranında artış var. Son 2 haftalık cep telefonu satışlarımızdaki karşılaştırmada da son hafta ile bir önceki hafta arasında yüzde 35'lik bir artış söz konusu. Bu hafta için cep telefonu satışlarının daha da artacağını düşünüyoruz."